Geçen sezondan beridir ki bu oyuna ha gittim ha gidicem diyerekten aylarımı geçirdim! Ve sonunda oyun bitmeden teşrif edebildim hem de yine son anda gelmeyen birinin bileti sayesinde : )
Eczane konuları ile alakalı tiyatrocu arkadaşım Burkay ve tiyatro konularıyla alakalı tiyatrocu arkadaşım Arda ile Santralİstanbul’un tozlu yollarına çıkmak üzere AKM önünde buluşmayı denedik. Oysa servis beklemeye nedense niyetimiz yoktu ve buluşur buluşmaz atladık taksiye ve gittik Santralİstanbul’a..
İlk önce kapı girişini keşfedebilmek için biraz zaman geçirdik.. Bu konuda çok girişken olduğumuzu söyleyemiycem ama kapıyı bulduk neyse ki : )
Oyunda bir kulaklık teçhizatı olduğundan haberdardık, hatta Burkay kendi şahane inanılmaz süper kulaklığını unuttuğu için de yolda baya hayıflandı. Ama Krek işin ucuzuna kaçmamış, kaliteden şaşmamış ve Sennheiser ses sistemini seyircisinden esirgememişti! Çok tatlısınız :)
Kimlik karşılığı gişeden aldığımız kulaklıklarımızla kapıda sıra olduk, kapı açılınca da usulca içeri girdik yerleştik. Tabii ki farklı bir sahne düzeneği görmüş kişiler olarak sahneyi uzunca inceledik.
Komik bir de anektod aktarmak isterim o anlardan.. Görevli bir arkadaş, oyun başlamadan hemen önce geldi ve dedi ki ; “lütfen kulaklıklarınızın çalışıp çalışmadığını kontrol edin.. eğer oyun sırasındakulaklığınızda bir arıza olursa arkada duran arkadaşıma dönüp işaret edebilirsiniz..” diye devam ederken seyirciler arasından bir kendini bilmez “iki adet çıkışımız bulunmaktadır…” dedi ve espri yapmaya çalıştı..Ben size daha da bişey demiyorum seyirci! Cık cık cık…
Işık karardııı ve kulaklığımız çalışmaya başladı…
Oyun insanı düşündürüyor.. Daha güzel şeyler kimin tarafında acaba hakkaten? Yoksa herkesin kendi gördüğü yerde midir en güzelleri? Yaşayabildiklerin midir ? Görebildiklerin mi? Yoksa göremediklerin mi? Ya da gerçekten bizim taraf ve sizin taraf var mıdır? İki tarafta da aynı şeyler yaşanıyor olmasın sakın.. Kim bilir hangimiz daha çok sevebilir, daha çok feda edebilir.. Kim daha korkaktır..Kim daha cüretkar..
Ses sistemini nasıl kurguladılarsa her ses, her nefes, her dokunuş kulaklarınızın içinde ve her şey çok temiz. Adeta bir sinema filmi izler gibisiniz. Üstelik olayın da tam içindesiniz. Sanki yan komşunuzda oluyor bütün bunlar ve aranızdaki duvar aslında camdan gibi.. Ya da duvara cam bardak dayamışsınız da izliyormuşsunuz gibi..
Oyun bitti, oyuncular selama çıktılar ve ben şunu düşündüm ; “Şimdi karşılarında 50 tane kulaklıklı insan görüyor, bence karşında seni alkışlayan 50 uzaylı görmek gibi bişeydir..” Ben olsam baya gülebilirdim zira bence çok komik bir görüntü : )
Oyunda en çok beğendiğim şeylerden birisi de kostümlerdi. İçinde bulunulan toplumsal hale çok uygun, en ince detayıyla düşünülmüş. Çok şık!
Oyunu yazan yöneten Berkun Oya’nın ellerine sağlık.. Daha çok oyunlar yapsın, daha farklı şeyler denesin bize de deneyimletsin diye bekliyoruz.
Ben derim ki bu sezon hala devam etmekteyken bu oyunu kaçırmayın. Bakın bakalım güzel şeyler ne taraftaymış..
GÜZEL ŞEYLER BİZİM TARAFTA / KREK
Yazan Yöneten : Berkun Oya
Işık : Cem Yılmazer
Oyuncular : Bartu Küçükçağlayan, Ozan Çelik, Öykü Karayel, Tülin Özen
www.krek.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder