Öncekilerin aksine bu sefer, ne uzun zamandır takip etmişliğim vardı ne de isimlerini duymuşluğum. Sadece ekipte eski bir arkadaşımın yer almasından dolayı destek amaçlı koşturdum "Aile Mezarlığı"na. Yanımda da yine bir önceki oyuna da beraber gittiğim "plaza arkadaşım". Kendisini alternatif sahnelere alıştırmak ve sürekli izleyici yapmak peşindeyim, ilerleme fena değil. Ona "plaza arkadaşım" dedim diye biraz bozuldu ama okuyucuda merak uyandıracak bir karakter olacağının henüz farkında değil!
Neyse konumuza gelelim. İşten çıktık koştura koştura yemek yedik oyuna aç aç girmeyelim dedik. Ooohh üstünüze afiyet bir de tatlımızı yedik, üstüne de sahnenin hemen önünde çayımızı bile içtik!
Oyun öncesi arkadaşımla ufaktan hasret giderdik, plaza arkadaşıma da Şermola ile ilgili kısa bilgilendirmemi yaptım. Ardındaaaan şaşkoloz gibi "ay hangi kapı, nerden giriyoduk" falan diyerekten nihayet içeri girdik.
Bu yıl AltFest'te prömiyer yapmış bir oyun "Aile Mezarlığı". Halbuki grubun ismi bana pek tanıdık gelmemişti. Açtım baktım, meğer 2011 yılının sonlarında kurulmuş, 2012'de ilk oyunlarını oynamış bir ekipmiş. Kendi adıma yeni bir ekiple tanışmaktan memnuniyet duydum.
Oyuna gelirsek.. Aile Mezarlığı 3 arkadaşın dertleşme gecesi.. 3 farklı aile yapısı, 3 farklı travmatik durum söz konusu. Travmatik diyince oyunu travmatik sanmayın, oyun değil sadece durumlar :) Kankalardan birisinin babasının yakın zamanda ölmüş olması üzerine, acısını paylaşmak üzere evde içmece organize ediliyor. Kankalar asosyale bağlayan arkadaşlarını kendine getirmek için "rakıyı gömelim" diyorlar. Emre'nin derdine derman olmak üzere başlayan gecenin devamında Fırat ve Görkem de kendilerini "anlatan" kişi olarak buluyorlar.
Oyunun tanıtım yazısından da anlaşılacağı üzre ailevi sorunların temel kaynağı babalar. Yani Emre'nin babasını gerçek anlamda gömerken, diğer iki babayı da mecazen gömüyorlar. Zira onlarla içsel bir hesaplaşma söz konusu. Mevzu baba ve oğullar olunca da tabii erkek muhabbetinin dibine vuruluyor, testosteron seviyesi tavan.
Oyun metni, aynı zamanda yönetmen olan Şirin Öten tarafından kaleme alınmış. Kendisi araştırabildiğim kadarıyla oldukça tecrübeli bir oyuncu ve dramaturji mezunu. Oyuncunun dilinden anladığı belli bir yazar.. Birçok oyuncunun gözünün kalacağı karakterler yazmış, erkek olma durumunu iyi analiz etmiş. Çok atla deve bir mevzu değil, bildiğimiz gördüğümüz şeyler ama bir arada güzel durmuş. Bunun bir içki gecesinde bağlanmış olması da beni keyiflendirdi açıkçası :)
Amma velakin oyuncular bu metin avantajını daha iyi kullanabilirmiş.. Daha iyi oynansa tadından yenmezmiş.. Metin ve sahneleme bu kadar gerçekçiyken oyuncuya çok iş düşüyor arkadaş! Durumun tüm inandırıcılığı bir anda tepetaklak olabilir. Oyun ilerledikçe açıldılar gibi hissettim aslında ama daha tutarlı olunursa daha iyi olur sanki.. Aralarında en başarılısı Fırat rolündeki Erdal Baran Şahin.
Sahnelemede de kafama takılan bazı şeyler olmadı değil. Mesela herşey bu kadar maskülen iken o futbol toplarından her karaktere bir tane vermeye gerek var mıydı ? Oyunun gerçekçiliği ile biraz çelişiyor. "Kendi golünü atmak" gibi metaforik mesajlara gerek var mıymış çok bilemedim. Oyunun sonu da biraz bu duruma benzer.. Seyirciyi bile gerçek olarak varsaydığınız bir durumda bu son biraz film karesi gibi oldu benim için.
Oyunun sizi ters köşe yapan bir tarafı var, onu çok beğendim! Hahahah tabii ki yazmıycam ne olduğunu :) Ama durumun oyun içine yedirilmesini ve bu hususta abartılı oyunculuktan kaçınılmasını takdir ettim.
Bazı şeyler "abi evet erkeklerle ilgili başka ne var? Tamam onu da ekleyelim" denmiş ve yerleştirilmiş gibi duruyor. Bir de "iyi rakı içen oyuncu arıyoruz" ilanı ile oyuncu seçmesi açılmış deseler inanırım! Burada tek hassas nokta, izleyici olarak bu "nasıl da içiyolar arkadaş!" mevzusuna takılıp konudan uzaklaşma riski. Yanımdaki beyfendiyi de arada kendi kendine bunula ilgili söylenirken yakaladım! :)
Tiyatro Fobi ile tanıştığıma tekrar memnun oldum. Umarım yeni yeni yerli metinlerle karşımıza çıkmaya devam ederler.
Siz de kendileriyle tanışmak istiyorsanız ya da "tanışıyoruz zaten" diyerek beni eziyorsanız Aile Mezarlığı 29 Kasım'da Şermola Performans'ta. Aralık ve sonrası için ise facebook sayfalarından takip edebilirsiniz ; https://www.facebook.com/TiyatroFobi
AİLE MEZARLIĞI / TİYATRO FOBİ
(Tek perde, 90 dakika)
yazan & yöneten/ şirin öten
oyuncular/ burak akyol mert güçkıran erdal baran şahin
reji asistanları/ izzet otru pınar saatçi
tanıtım videosu : http://www.youtube.com/watch?v=rzNOCzKjsVI
Neyse konumuza gelelim. İşten çıktık koştura koştura yemek yedik oyuna aç aç girmeyelim dedik. Ooohh üstünüze afiyet bir de tatlımızı yedik, üstüne de sahnenin hemen önünde çayımızı bile içtik!
Oyun öncesi arkadaşımla ufaktan hasret giderdik, plaza arkadaşıma da Şermola ile ilgili kısa bilgilendirmemi yaptım. Ardındaaaan şaşkoloz gibi "ay hangi kapı, nerden giriyoduk" falan diyerekten nihayet içeri girdik.
Bu yıl AltFest'te prömiyer yapmış bir oyun "Aile Mezarlığı". Halbuki grubun ismi bana pek tanıdık gelmemişti. Açtım baktım, meğer 2011 yılının sonlarında kurulmuş, 2012'de ilk oyunlarını oynamış bir ekipmiş. Kendi adıma yeni bir ekiple tanışmaktan memnuniyet duydum.
Oyuna gelirsek.. Aile Mezarlığı 3 arkadaşın dertleşme gecesi.. 3 farklı aile yapısı, 3 farklı travmatik durum söz konusu. Travmatik diyince oyunu travmatik sanmayın, oyun değil sadece durumlar :) Kankalardan birisinin babasının yakın zamanda ölmüş olması üzerine, acısını paylaşmak üzere evde içmece organize ediliyor. Kankalar asosyale bağlayan arkadaşlarını kendine getirmek için "rakıyı gömelim" diyorlar. Emre'nin derdine derman olmak üzere başlayan gecenin devamında Fırat ve Görkem de kendilerini "anlatan" kişi olarak buluyorlar.
Oyunun tanıtım yazısından da anlaşılacağı üzre ailevi sorunların temel kaynağı babalar. Yani Emre'nin babasını gerçek anlamda gömerken, diğer iki babayı da mecazen gömüyorlar. Zira onlarla içsel bir hesaplaşma söz konusu. Mevzu baba ve oğullar olunca da tabii erkek muhabbetinin dibine vuruluyor, testosteron seviyesi tavan.
Oyun metni, aynı zamanda yönetmen olan Şirin Öten tarafından kaleme alınmış. Kendisi araştırabildiğim kadarıyla oldukça tecrübeli bir oyuncu ve dramaturji mezunu. Oyuncunun dilinden anladığı belli bir yazar.. Birçok oyuncunun gözünün kalacağı karakterler yazmış, erkek olma durumunu iyi analiz etmiş. Çok atla deve bir mevzu değil, bildiğimiz gördüğümüz şeyler ama bir arada güzel durmuş. Bunun bir içki gecesinde bağlanmış olması da beni keyiflendirdi açıkçası :)
Amma velakin oyuncular bu metin avantajını daha iyi kullanabilirmiş.. Daha iyi oynansa tadından yenmezmiş.. Metin ve sahneleme bu kadar gerçekçiyken oyuncuya çok iş düşüyor arkadaş! Durumun tüm inandırıcılığı bir anda tepetaklak olabilir. Oyun ilerledikçe açıldılar gibi hissettim aslında ama daha tutarlı olunursa daha iyi olur sanki.. Aralarında en başarılısı Fırat rolündeki Erdal Baran Şahin.
Sahnelemede de kafama takılan bazı şeyler olmadı değil. Mesela herşey bu kadar maskülen iken o futbol toplarından her karaktere bir tane vermeye gerek var mıydı ? Oyunun gerçekçiliği ile biraz çelişiyor. "Kendi golünü atmak" gibi metaforik mesajlara gerek var mıymış çok bilemedim. Oyunun sonu da biraz bu duruma benzer.. Seyirciyi bile gerçek olarak varsaydığınız bir durumda bu son biraz film karesi gibi oldu benim için.
Oyunun sizi ters köşe yapan bir tarafı var, onu çok beğendim! Hahahah tabii ki yazmıycam ne olduğunu :) Ama durumun oyun içine yedirilmesini ve bu hususta abartılı oyunculuktan kaçınılmasını takdir ettim.
Bazı şeyler "abi evet erkeklerle ilgili başka ne var? Tamam onu da ekleyelim" denmiş ve yerleştirilmiş gibi duruyor. Bir de "iyi rakı içen oyuncu arıyoruz" ilanı ile oyuncu seçmesi açılmış deseler inanırım! Burada tek hassas nokta, izleyici olarak bu "nasıl da içiyolar arkadaş!" mevzusuna takılıp konudan uzaklaşma riski. Yanımdaki beyfendiyi de arada kendi kendine bunula ilgili söylenirken yakaladım! :)
Tiyatro Fobi ile tanıştığıma tekrar memnun oldum. Umarım yeni yeni yerli metinlerle karşımıza çıkmaya devam ederler.
Siz de kendileriyle tanışmak istiyorsanız ya da "tanışıyoruz zaten" diyerek beni eziyorsanız Aile Mezarlığı 29 Kasım'da Şermola Performans'ta. Aralık ve sonrası için ise facebook sayfalarından takip edebilirsiniz ; https://www.facebook.com/TiyatroFobi
AİLE MEZARLIĞI / TİYATRO FOBİ
(Tek perde, 90 dakika)
yazan & yöneten/ şirin öten
oyuncular/ burak akyol mert güçkıran erdal baran şahin
reji asistanları/ izzet otru pınar saatçi
tanıtım videosu : http://www.youtube.com/watch?v=rzNOCzKjsVI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder