20 Temmuz 2010 Salı

“CHOPIN : KUZEY YILDIZI”ydı


Facebook üzerinden haberdar olduğum bir etkinlikti “Chopin : Kuzey Yıldızı” resital-oyunu. Frederic Francis Chopin’in 200. doğum yılında, yepyeni bir tiyatro grubunun çalışması olarak sergileniyordu.

Son oyuna ancak yetişebilinecek tarihlerde farkına vardım, 30 Nisan’daki sezonun son oyununa gitmeye karar verdim. Onayladığım etkinlikte müzisyen arkadaşlarımı da görünce, 5 bayan oyunu izlemeye gidelim dedik. Biletleri çellist arkadaşımız Burçak temin etti, yerini bile tam bilemeden Kadıköy’den atladık taksiye gittik Fenerbahçe’ye.


Fenerbahçe’de bir apartmanın ara katlarından birindeydi Tiyatromania. Güleryüzler karşıladı bizi kapıda, mutfak girişindeki masalarda ağırladılar bu 5 bayanı. Dairenin oyun için dekore edilmiş salonuna geçtiğimizde biz de dahil toplam 8-9 seyirci olduğunu görmek içimizi burktu biraz. Biz de en ön sıraya dizildik biraz da çekinerek.

Ve perde! Öncelikle oyun boyunca Chopin’in bestelerini icra edecek olan piyanist Barbaros Derviş Okay piyanosunu başına geçti. Sonra Chopin - ÇAĞATAY MIDIKHAN geldi ve başladı anlatmaya Chopin kimdir nasıl Chopin olmuştur. Neden Kuzey Yıldızı’dır ? Gözümüzün içine bakarak, bizi o anlara taşıyarak anlattı hikayesini adeta. Onunla birlikte ünlü piyanistin hayatında savrulduk ordan oraya. Hayatına giren kadınlar oldu Begüm Şahin. İki oyuncunun enerjisi ortada çarpıştı, alevler dumanlar çıktı..



Oyun için dekore edilmiş salon, dönemin esintilerini taşıyordu. Özenle yerleştirilmiş ve kullanımları oyuna serpiştirilmiş aksesuarlar da destek çıkmış dekora. Gerçekten Chopin’in salonunda oturmuşuz da dost meclisinde bize geçmişini anlatıyor gibi..



2010 yılında ÇAĞATAY MIDIKHAN tarafından kurulan Tiyatromania’nın ilk oyunuymuş. Kurucusu Çağatay Emek Mıdıkhan’ın deyişiyle “TİYATROmania bir hastalıktır... Bizim hastalığımız; Tiyatro Bağımlılığı.... Bu hastalığı yaymak üzere yola çıktık... “Bu devirde Tiyatro mu açlılır?” diyenlere inat, biz TİYATROmania'yız!” Bunun öncesinde Dostlar Tiyatrosu’nda Sivas’93 oyununda yer almış ve bu projede de Genco Erkal’ın desteğini almış.



Bu resital-oyunu ÇAĞATAY MIDIKHAN yazmış, yönetmiş, oynamış, kostümlerle ve afiş tasarımıyla ilgilenmiş. Boş bir kağıttan kuzeyin yıldızı Chopin’i metne dökmüş, getirmiş koymuş karşımıza. Belli ki çok emek var bu işte. Belli ki kendini adamış oyuna. Oynarken de kendini adarcasına içinden Chopin fışkırıyordu zaten. Teşekkürler..



ÇAĞATAY MIDIKHAN öldü..Evinin penceresine astı kendisini..Ölüme açılan pencere oldu, kapandı o pencere.. 25 Haziranda “Genç tiyatrocunun sır ölümü” başlığında son buldu onun hayatı..Haber dedi ki kız arkadaşına bir veda mesajı yolladı ve intihar etti Çağatay..

Çok fazla söylenecek birşey yok aslında..Sadece haberi okuyunca Chopin gözleri geldi aklıma. Kanlanmış gözleri vardı, biz en öndeydik ve gözlerimizin içine baktı..Çıkışta bizi kapıya kadar uğurladı, tek tek elimizi sıktı, teşekkür etti..Belki de onu sahnede son görenlerden olduk biz..Chopin’i anlattı ve kaydı Kuzey Yıldızı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder