Çocuk oyunlarına gitmek ayrı bir keyif, tiyatroya çocuklarımla birlikte sıfırdan başlamak gibi. Son izlediğimiz oyun Toto Kerblammo, bizi bu macerada itinayla bir adım ileriye taşıdı.
Düzenli olarak tiyatroya gitmek muhteşem bir alışkanlık. Yeni hikayeler izlemek, perspektif edinmek, yeni şeyler öğrenmek ya da bazen sadece iyi vakit geçirmek için gidiyorum tiyatroya. Hatta bazen bildiğim oyunları farklı prodüksiyonlardan izliyorum, farklı yönetmenlerin aynı metni nasıl ele alacaklarını merak ediyorum. Benim için hayat damarlarımdan biri gibi tiyatro.
Tabii ki çocuklarıma da bu alışkanlığı kazandırmak için uğraşıyorum. 3 yaşlarından beri onlara uygun oyunlar arayıp buluyorum Londra’da. Tiyatroya gideceğimiz günü komple güzel ve keyifli bir gün haline getirmek için de çaba harcıyorum ki bir teşvik olsun ve akıllarında yer etsin. Henüz kendilerinin talep ettikleri bir aktiviteye dönüşmese de, o gün de gelecek biliyorum!
Londra’da çocuk oyunlarındaki çeşitlilik de beni benden alıyo! Düzenli olarak sadece çocuk oyunları yapan tiyatroların dışında, büyük sahneler de yıl içinde ve özellikle okul tatili haftalarında çocuk festivalleri düzenliyolar. Benim takip ettiğim belli başlı yerler var artık ama yine de arada daha genel aramalar yapıyorum, arama motorundan güncel durumu muhakkak kolaçan ediyorum.
3-4 yaşlarında kuklalı gösterilerle başladık. Oyunların çoğu eğlenceli, bol müzikli, hatta çocukları da hikayeye alan, onlara sorular soran ve içine dahil eden oyunlardı. Bir de yine erken yaşlarda sık gittiğimiz Little Angel Theatre’ın sahnesi minik ve kompakt olduğu için çocuklar daha güvende ve rahat hissediyolardı. Oyunların uzunluğu maksimum 40 dakika, kolayca takip edilen ve akılda kalan hikayelerdi. Çoğu da çocuk kitaplarından adapte edildikleri için çıkışta da kitabı alma imkanımız oluyordu ki, sonradan da evde okuyup oyunu hatırlayalım ve üstüne muhabbet edelim. Bir süre geçtikten sonra bile kitap önümüze düşse, ‘aaa bak bu oyunu izlemiştik, hatırladınız mı?’ diye o güne dönüp, hatırlamazlarsa da o günden fotoğraflarımızı gösterip mutlaka hatırlatıyordum :) Bunu yapabilmek için de oyun başlamadan ya da bittiğinde mutlaka mekanda fotoğraf çekerim! Ooyy baya psikopat gibi miyim yaa? Kendimden korktum şu an! :D Neyse niyetimiz çocuklara tiyatroyu sevdirmek neticede, bence her yol mübahtır ve devamdır!
Biraz büyümeye başladıkça daha büyük sahnelere de yönelip izlediğimiz hikayeleri çeşitlendirmeye başladık. Ama 8-9 yaşlara kadar hala bol müzikli, genelde komik ve eğlenceli prodüksiyonlarla, hikayelerin derinliğinin yavaştan artmaya başladığını gördük. Artık hüzünlü hikayeler de işin içine girdi ama hala çocuk dilinde ve yumuşakça anlatılıyordu.
Şimdi yaş artık oldu 9. Biraz dozu arttırmak mı lazım, bu ergenlik öncesi yaşta nasıl oyunlar bulmalıyım falan derken, geçen hafta sonu yaş sınırı 9+ olan bir oyuna denk geldim. Daha önce de 2 oyuna gittiğimiz Unicorn Theatre’daki bu oyun için de Instagram sayfalarında ücretsiz bilet ve yazardan imzalı kitap hediyeli bir çekiliş yapıyolardı. Hemen katıldım tabii ki! Onu da kazandım mı! Çocukların kutlu doğum hafta sonlarına da oyunu yapıştırıverdim. Çünkü tiyatro doğum gününe de yaraşır, her güne de yakışır.
Oyun öncesinde çok araştırma yapamadım, sadece oyunun yaş uygunluğunu ve kulaklıkla izleneceğini öğrendim. E dedim hadi bari kulaklıkla izleyerek yeni bir deneyim yaşamış olurlar bir yandan. Ben daha önce birkaç oyunda bu sisteme denk gelmiştim, hatta daha birkaç hafta önce Macbeth izledim aynı bu şekilde. Gerçekten seyir keyfini çok değiştirebiliyor, o yüzden çocuklar için de heveslendim.
Oyunun özetini geçiyorum:
- Buradan sonrası Spoiler içerir -
Oyunun adı Toto Kerblammo, yazarı Tim Crouch. Hikayede Effie isimli 12 yaşındaki kız çocuğu ve yanındaki köpeği Toto bir araba kazası geçiriyorlar. Effie hastaneye kaldırılıyor ve biz oyun süresince şu sahneleri geçişli olarak izliyoruz;
Effie ve Toto’yu kazanın olduğu yola götüren olaylar - ağırlıklı olarak bunu izliyoruz flash back parçaları halinde
Effie’nin annesinin hapiste olduğu için onu her gün telefonla arayıp konuşması - gerçek zamanlı fakat sadece ses duyuyoruz
Gerçek zaman; Effie’nin hastane hali ve komadan uyanması
Olaylar şöyle gelişmiş; Effie’nin annesiyle yaşadığı evde yangın çıkmış ve annesi yangından sorumlu olduğu iddiasıyla hapise gönderilmiş. Durum böyle olunca Effie - 12 yaşında olduğu için - akrabalarının evine gönderiliyor. Burada komşu çocuğu Noah ile tanışıyor. Effie her şeye ve herkese çok kızgın, Noah ise onunla arkadaş olmaya çok hevesli ve sürekli onu şakalar yaparak neşelendirmeye çalışıyor. Ama Effie huysuz ve Noah’yı sürekli tersliyor. Noah Effie’ye aslında insanların onu sevdiğini ve yanında olduklarını anlatmaya çalışsa da, Effie’nin ona güvenmesi ve kendini açması biraz zaman alıyor.
Effie’nin bir yavru köpeği var, adı Toto. Geçici olarak geldiği akrabalarının yaşadığı apartmanda maalesef hayvan beslemek yasak ama Effie Toto’yu gizlice bir kutunun içinde içeriye sokmuş. Bu durum tabii ki uzun süre gizli kalamıyor ve ortaya çıktığında da Toto’dan ayrılma tehdidiyle karşılaşıyor. Bu kadar travmanın üstüne Toto’yu da kaybetme fikrine dayanamayan Effie, köpeğiyle birlikte evden kaçıyor ve aslında biraz da kontrol edemediği öfkesi yüzünden kendini yola ve arabanın önüne atıyor. Kazadan sonra da koma halinde hastaneye kaldırılıyor ve o birkaç gün komadayken annesi her gün onu arayıp telefonda Effie’ye konuşuyor. Noah da onu sık sık ziyarete gidiyor. Neticede birkaç gün sonunda uyanıyor, sonra hastaneden çıkıyor ve Noah ile birlikte Toto’yu kaza geçirdikleri yol kenarında aramaya gidiyolar. Maalesef Toto’nun öldüğünü görüyorlar. Tabii ki çok üzülüyor ama arkadaşıyla birlikte bu duygunun da altından kalkıyor. Çünkü Effie artık bir dönüşüm yaşamış, Noah ile arkadaş olmuş, sakinlemiş ve daha güvende hissetmeye başlamış bir çocuk.
Oyunun sonu ne kadar hüzünlü olsa da bir hüzün bu kadar güzel bir yerden anlatılır! Zira hüzün vardır, o da hayatta gerçek bir duygudur ve her duygu gibi yaşanıp, yola devam edilebilir. Seni sevenler, sana destek olanlarla birlikte üzülüp sonra birlikte ayağa kalkılabilir.
Aaayy biz oyunu bir beğen! Bir beğen! Yani o benim aklımdan geçen ‘ergenlik öncesi geçiş yaşı’ için muhteşemdi. Hikaye derinlikli ama basit, anlatım çetrefilli ama çok çok kaliteliydi. İlk defa düz bir anlatım olmayan, flash back ve flash forward ile yapılan bir anlatı izlediler. Yetişkin oyunu kalitesinde bir çocuk oyunuydu.
Oyun çıkışı tabii ki çocuklara ‘nasıl buldunuz’ dedik hemen, ‘ortalama, eh işte’ gibi cevaplar geldi. Hikayeyi sorduk, hikaye net anlaşılmıştı. Anlatımın karışık olması biraz onları zorladı galiba ama bundan aşırı memnunum çünkü ancak bu tür anlatımları izleye izleye ve kafayı zorlayarak öğrenebilirler! Biraz biz anlattık flash back nedir, neden kullanılır, hikayeler nasıl farklı şekillerde anlatılabilir gibi konulara girerek. Mesela, bir akşam önce de Harry Potter 3 izlemiştik beraber ve orda da bir zaman atlaması mevzusu vardı - Hermione ve Harry, Hermione’nin kolyesiyle geçmişe gidiyolardı. Hemen konuyu bununla bağladık - daha ne kadar güzel denk gelebilirdi ki? -. Aşırı akıllarına yattı diyemem ama zamanla kafada oturacağından şüphem yok! Kafa karışmadan gelişmez.
Bu dramatik öyküyü, 9 yaşında bir çocuğun, üstelik kulağında kulaklıkla ve 75 dakika arasız izleyebilmesi bence büyük başarı. Bunu izlettirebilen ekibe de büyük saygı duydum. Kulaklık detayından bahsetmeden de geçmeyeyim. Kulaklık sayesinde odaklanmak, oyunun içinde kalmak ve bütün ses ve efektleri detaylıca duymak, hissetmek gerçekten güzel bir deneyim haline getirdi oyunu.
Instagram çekilişini kazandığımızda bir de imzalı text alacağımızı unutmuşum, adresimizi istediklerinde farkettim. Bugün de kitaplar elime ulaştı. Kitaplar diyorum çünkü ben onlara 2 çocukla geleceğimizi söylediğim için 2 kitap göndermişler. Üstelik çok da nazik bir not yazmışlar ve iki de kalem eklemişler yaptıkları o tatlı hediye paketine. Eridim.
Şimdi görev, bu ve bunun gibi hikayelerin peşine düşmek ve seyir maceramızı çeşitlendirmek. Ben asıl birlikte yetişkin oyunlarına da gidebileceğimiz günleri ayrı bir heyecanla bekliyorum!
Londra’da benim çocuk oyunlarını takip ettiğim sahneleri de buraya bırakıyorum, önerisi olan da yorumlara eklerse şahane olur. Ama WestEnd müzikallerini buraya yazmıyorum, onlar zaten kolaylıkla bulunabilir.
Beğendiğim ve düzenli takip ettiğimiz çocuk tiyatroları: Little Angle Theatre ve Unicorn Theatre
Çocuk oyunu da getiren sahneler: Lyrics Hammersmith, Riverside Studios, Watermans Art Centre, Southbank Centre (özellikle bazı half term zamanları -okulların tatil olduğu haftalar - çok güzel festivaller düzenliyorlar).